3 Ocak 2010 Pazar

Gömlek elbise Gömlek

Gömlek elbise Gömlek elbiseler çok fazla aksesuara gerek kalmadan şık ve derli toplu görünmenizi sağlar. Çünkü kısa kollu, klasik bir gömlek giymiş gibi düzgün görünürsünüz. Bele oturtulan kalın bir kemer görünüme dişilik katmak için birebir!



Romantik elbiseRomantik bir elbise ya kesimi itibariyle bize bu duyguyu yaşatır, ya da deseni romantizm kokar… Çiçeklidir veya sezonun ‘piknik havası’ taşıyan pöti kare deseniyle bize bu duyguyu yaşatır. Bu trendi başarıyla uygulayan Paul Smith geliyor aklıma veya Bottega Venetta. Çünkü mankenlerin saçlarından makyajlarına kadar romantizm notaları çalıyordu podyumlarında. Bileklere kadar dökümlü maxi bir elbise. Şifon, belki ipek kumaşıyla bu ruhu taşıyabiliyor. Kadının saçları, duruşu da çok önemli. Boyundan bağlanan, taş detaylı straplez bir elbise, veya göğüs bölgesinde düğümlenen bir fiyonk, pastel tonları… Zevkinize, tarzınıza bağlı!Şık elbiseKısa veya uzun ‘maxi’ elbiseler; her iki kesim de aslında ‘şık’ kategorisine girebiliyor. Burada belirleyici faktör detaylar, kumaş kalitesi ve renk seçimi. ‘Kısa siyah elbise’ her daim şık duruyor, uzun bir şifon elbise belki daha rahat ama aynı zarafeti taşıyor. Tek omuz kadına seksapel katarken, straplez kesim yükü omuzlara bindiriyor! Dekolte de çok önemli; yani dozu ve vücudun sergilenen bölgesi. Bacaklar açıksa göğüsler arka planda kalmalı. Sırt açıksa ön kapanmalı… Çiçekli veya geometrik desenli…Desen önemli. Neticede içimizi ruh halimizi yansıtıyor. İnsan neşeliyken eli çiçekli böcekli, hareketli desenlere, cıvıl cıvıl kıyafetlere gidiyor. Geometri kaç zamandır podyumları meşgul ediyor. Tasarımcılar bize koleksiyonlarıyla adeta geometri dersi veriyor. İçi içe geçmiş kareler, diagonal çizgiler, 3 boyutlu desenler, gözden kaçmayacak kadar baskın bu sezon…Nerede nasıl elbiseler bulabilirim diye soracak olursanız; Günlük tişört veya gömlek elbiselerin doğru adresi Gap, Banana Republic, Yargıcı, Koton ve T-box… Maxi elbiseler Afrodit vitrinlerini süslüyor. Ayrıca Stradivarius ve Mango’da da güzel uzun elbiseler bulabilirsiniz. Şık modellere İpekyol’da, BCBG’de rastlamak mümkün. Sisley ve Banana Republic’te de özellikle kumaş itibarıyle şık seçenekler bulunuyor.

Elbiselerin moda

Elbiselerin moda olmadığı bir dönem aklınıza geliyor mu? Benim hiç… Bir araştırma yaptım da, özellikle büyük değişimlerin yaşandığı II. Dünya Savaşı sonrası, elbisenin günümüze sürekli kimlik değiştirerek ve kılıktan kılığa girerek geldiğini tespit ettim. Belki de geçirdiği evrim, günümüz modasında vazgeçilmez bir yer edinmesinde rol oynuyor… Nitekim modacılar sürekli geçmişten ilham alarak eskiyi tekrar yorumluyor!
1930’ların ‘Büyük Buhran’ döneminde, ekonomik krizin eşiğinde olan insanları her şeye rağmen güzel giyinmeye teşvik etme ideali taşıyan tasarımcılar hünerli elleriyle verev kesimli, geniş omuzlu elbiseler üretiyordu. Malzeme kıtlığı yaşanan bu dönemde belki de elbise en mantıklı ve hesaplı kıyafet olarak öne çıktı. 1940’larda Christian Dior’un ‘New Look’ adı verilen ‘yeni görüntüsü’ kesinlikle daha gösterişliydi. Kadınların artık giyime karşı daha dişi, daha eğlenceli bir duruşu olduğunu ortaya çıktı. Elbiselerin etekleri kabardı, beller sıkılarak ortaya çıktı. 50’lerde kazak-elbiselerin dönemine geçildi. Her ne kadar ‘sade ama kusursuz stil anlayışı’ bazı kesimlerin tepkisini çekse de uzun siyah kazak elbiseleri, düz ayakkabıları ve altın halka küpeleriyle asalet abidesi Audrey Hepburn hafızalara kazınmıştı bir kere. O günden günümüze kadar da elbiseler ‘A’ gibi aşağı doğru genişledi, sonra vücudu sarmayıp dökümlü durdu, ‘trapez’ kesim olarak üçgene benzedi, ‘baby doll’ çocuksu kesimlere geçildi… Artık elbiselerde her sezon hemen her kesime, desen çeşitliliğine ve kumaş zenginliğine rastlıyoruz.Tişört elbiseAdı üstünde, tişört gibi ama değil, elbise. Özellikle gündelik kullanım için çok uygun ve elverişli bir model olduğunu düşünüyoruz. Bu sezon özellikle tasarımcı JC de Castelbajac’ın koleksiyonundaki Obama baskılı elbiselerle patlayan trendin ayrıcalığını baskı detayından alıyor. Düz modelleri de elbette çok moda ama farklı olmalıyım diyorsanız baskıya ağırlık verin. Polo tişörtlerin uzun versiyonu olan tenis elbiseleriyle hafif şıklık yapabilirsiniz. Lacoste ve Fred Perry bu tarzı iyi beceriyor.

Bu sezonun

Bu sezonun olmasa olmasızı “Lanvin” elbiseler kasıp kavuruyor ortalığı... Hatta öyle ki, takip ettiğim stil haberleri arasında, Demet Şener’in çok sevgili kocası sayın İbrahim Kutluay’dan yılbaşında kendisine Lanvin marka bir elbise alırsa çok mutlu olacağını söylediği yönünde haberlere rastladım. Bence yerinde bir tercih.. Bu yorumda “Lanvin tarzı elbiseleri sevmiyorum yada beğenmiyorum” anlamında bir söylemiyorum. Aksine çizgisi, duruşu ve asaletiyle düz ama mükemmele yakın dikiş kalitesiyle duruşunu çok beğeniyorum. Sadece beğenmekle de kalmayıp üzerimde de uyguluyorum. Hatta bu elbiseler daha moda sayfalarına düşmeden çok daha önce kendi markam Washa’nın Haziran ayında gerçekleştirilen yeni yerinin açılışında kendime bir tane tasarlayıp giyinmiştim. Aslına bakarsanız benim için izamdan uzak ve oldukça düzler… Çünkü kadınların prototip ve alışılmış olmasından pek hoşlanmıyorum. Ama bir açılış için sade olmak istediğim için veya iş hayatımda ki kimliğimi öne çıkarmak için tercih etmiş olabilirim. Demet Şener annelik, uyumlu eş, silinen bir geçmişle sahip olduğu bu kadar sadelikler içinde hayatında ki hangi kimliği öne çıkartmak istiyor merak ettim doğrusu.. Her neyse, sonuç itibariyle yeni de yerinde bir tercih ve bence de “ Ben klasım” mesajını vermek isteyen her bayanın satın alması gereken bir kotsum.Bunun dışında, piyasada şu günlerde bir de; Şaşkınbakkal’da üretilip salınması için Bağdat Caddesine gönderilen, sonra da Erenköy’de son bulan, kadınları hazırlayıp sunan bir makinenin varlığından süphe ediyorum! Yap, işlet, sun!Bütün kadınlar bu kadar mı prototip olur… Hepsinin saçları kaynak, hepsinin kolunda LV çanta ve o çanta en rahatsız haliyle aynı tarz taşınıyor. Saçların fönleri geriye doğru ve abartılı krepe ve hepsi aynı tarz giysiyi aynı eda ile taşıyor. Bazen inanamıyorum restaurantda sipariş verdikleri salata eşliğindeki içecek tercihleri hep aynı.. Kanımca IceTea light bir tek Nişantaşı ve Bağdat Caddesin’de satıyordur. Sizde farkındaysanız daha küçük hiçbir işletmede içecek menüsünde bile yer almıyor. Çünkü tüketicisinin hepsi aynı nokta da aynı sıradanlıkta, aynı kostümle toplanmış.Eh ne diyelim!!Hepimiz ruhumuzda ki gölgelerden ibaretiz. Ve bir gölgenin ustasına saldırması hiç kolay bir şey değil.